Zindan Adası, 2010 yapımı, Martin Scorsese’in yönettiği ve Dennis Lehane’in aynı adlı romanından uyarlanan bir psikolojik gerilim filmidir. Film, 1954 yılında, ABD Mareşali Teddy Daniels (Leonardo DiCaprio) ve yeni partneri Chuck Aule (Mark Ruffalo) tarafından, uzak bir ada üzerindeki Ashecliffe Akıl Hastanesi’nde kaybolan bir hastayı araştırmak üzere görevlendirilmeleriyle başlar.Zamanla, Teddy, hastanenin sırlarını ve hastaların gizemli davranışlarını keşfederken, kendi geçmişiyle ilgili rahatsız edici anılarla yüzleşir. Film, gerilim dolu atmosferi, sürükleyici hikâyesi ve beklenmedik sonuyla dikkat çeker.Zindan Adası, eleştirmenlerden genellikle olumlu yorumlar almış ve dünya çapında 294 milyon doların üzerinde gişe hasılatı elde etmiştir. Film, psikolojik gerilim türündeki başarılı örneklerden biri olarak kabul edilmektedir.

12 Maymun, Terry Gilliam’ın yönettiği ve David Peoples ile Janet Peoples’in senaryosunu yazdığı 1995 yapımı bir bilim kurgu gerilim filmidir. Film, Chris Marker’ın 1962 tarihli kısa filmi La Jetée’den esinlenerek uyarlanmıştır. Başrollerinde Bruce Willis, Brad Pitt ve Madeleine Stowe’un yer aldığı film, 2035 yılında başlayan ve 1990’lara uzanan bir zaman yolculuğu hikâyesini anlatır.Filmde, 2035 yılında insanlık, ölümcül bir virüs nedeniyle yer altına çekilmiştir. Mahkûm James Cole (Bruce Willis), geçmişe gönderilerek virüsün kaynağını bulmaya çalışır. Ancak, Cole’un görevini engelleyen "12 Maymun Ordusu" adlı bir grup, olayları karmaşıklaştırır. Film, zaman yolculuğu, akıl sağlığı ve kader temalarını derinlemesine işler.12 Maymun, sinematografik açıdan dikkat çekici uzun planları, atmosferik tasarımı ve karakter derinliğiyle öne çıkar. Brad Pitt, filmdeki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu dalında Altın Küre ödülünü kazanmış ve Akademi Ödülleri'nde aday gösterilmiştir. Film, aynı zamanda En İyi Kostüm Tasarımı dalında da Oscar'a aday gösterilmiştir.

Basic Instinct, 1992 yapımı bir psikolojik gerilim filmidir. Yönetmenliğini Paul Verhoeven'in üstlendiği film, Joe Eszterhas'ın senaryosundan uyarlanmıştır. Başrollerinde Sharon Stone ve Michael Douglas'ın yer aldığı film, cinayet, tutku ve şüphe temalarını işler.Film, San Francisco'da geçen bir cinayet soruşturmasını konu alır. Eski bir rock yıldızı olan Johnny Boz'un, cinsel ilişki sırasında bir buz kazmasıyla öldürülmesiyle başlayan olaylar, dedektif Nick Curran (Michael Douglas) tarafından araştırılır. Soruşturma sırasında, Boz'un eski sevgilisi ve ünlü yazar Catherine Tramell (Sharon Stone) baş şüpheli olarak ortaya çıkar. Catherine, yazdığı romanlarda benzer cinayetleri tasvir etmiştir, bu da onu daha da şüpheli kılar.Film, Catherine Tramell karakterinin karmaşıklığı ve şüpheli tavırlarıyla izleyiciyi sürekli bir belirsizlik içinde bırakır. Nick Curran ise, Catherine'e olan çekimi ve profesyonel sorumlulukları arasında sıkışıp kalır.Basic Instinct, vizyona girdiği dönemde büyük yankı uyandırmış ve tartışmalara yol açmıştır. Sharon Stone'un performansı ve filmdeki ikonik sahneler, sinema dünyasında uzun süre konuşulmuştur. Film, erotik gerilim türünün önemli örneklerinden biri olarak kabul edilmektedir.

Antichrist, Danimarkalı yönetmen Lars von Trier'in yazıp yönettiği 2009 yapımı bir psikolojik korku drama filmidir. Film, yasak, acı, doğaüstü ve cinsiyet temalarını işler. Başrollerinde Willem Dafoe ve Charlotte Gainsbourg'un yer aldığı film, Cannes Film Festivali'nde En İyi Kadın Oyuncu Ödülü'nü kazanmıştır.Film, isimsiz bir çiftin (Willem Dafoe ve Charlotte Gainsbourg) bebeklerinin ölümünün ardından yas tutmak için ormanlık bir kabine çekilmelerini konu alır. Burada, doğa, acı ve cinsiyetle ilgili derin korkular ve travmalar gün yüzüne çıkar. Film, görsel olarak çarpıcı sahneler ve sembolizmle doludur.Antichrist, Lars von Trier'in depresyonla ilgili kişisel deneyimlerinden ilham alarak yazılmıştır. Film, izleyiciyi rahatsız edici ve düşündürücü bir yolculuğa çıkarırken, aynı zamanda sinematografik açıdan da dikkat çeker.

Şeytan Çıkmazı, 1987 yapımı bir neo-noir psikolojik korku filmidir. Yönetmenliğini Alan Parker'ın üstlendiği film, William Hjortsberg'in 1978 tarihli Falling Angel adlı romanından uyarlanmıştır. Başrollerinde Mickey Rourke, Robert De Niro ve Lisa Bonet yer almaktadır.Film, 1955 yılında New York'ta geçen bir dedektiflik hikâyesini konu alır. Harry Angel (Mickey Rourke), gizemli bir adam olan Louis Cyphre (Robert De Niro) tarafından, ünlü bir şarkıcı olan Johnny Favorite'in kaybolan izini sürmesi için görevlendirilir. Araştırmalarını New Orleans'ta sürdüren Angel, cinayetler ve gizemli olaylarla karşılaşır.Film, atmosferi, görsel anlatımı ve karakter derinliğiyle dikkat çeker. Mickey Rourke'un performansı, karakterinin içsel çatışmalarını ve karanlık yönlerini başarılı bir şekilde yansıtır. Robert De Niro ise Louis Cyphre karakteriyle izleyicilere unutulmaz bir deneyim sunar.Şeytan Çıkmazı, vizyona girdiği dönemde karışık eleştiriler alsa da, zamanla kült bir klasik haline gelmiştir. Film, gotik atmosferi, sürükleyici hikâyesi ve güçlü oyunculuklarıyla sinema dünyasında önemli bir yere sahiptir.

Bir grup genç, buldukları lanetli mumyalanmış el ile ruhları nasıl canlandıracaklarını bulmaya çalışırlar ve içlerinden biri fazla ileri giderek doğaüstü güçleri serbest bırakıncaya kadar yeni bir heyecanın içine girerler.

Savaştan zarar gören Güney Sudan'dan kaçmış olan genç bir çift İngiltere'ye sığınır ve hayata yeniden başlar, ancak yeni evlerindeki karanlık bir güç onların peşini bırakmaz.

Varlık, banliyöde yeni bir eve taşınan bir ailenin hikayesini anlatıyor. Yeni yaşamlarına uyum sağlamaya çalışan aile, kısa sürede evlerinde yalnız olmadıklarını fark eder. Karşı karşıya kaldıkları bu gizemli durum, onları tedirgin edici ve korku dolu olan anların içerisine sürükler.

Geçmişin etkisinden kurtulmaya çalışan ikiz kardeşler, yeni bir başlangıç umuduyla ayrıldıkları kasabaya geri dönerler. Ancak bu yer, onların düşündüğü gibi sıcak bir yuva olmaktan oldukça uzaktır.Karanlık bir sır, yıllar önce terk ettikleri topraklarda hâlâ varlığını sürdürmektedir. Kasabanın sessizliği altında gizli olan gerçek, ikizleri geçmişteki hatalarıyla yüzleşmeye zorlamaktadır.Kaçtıkları şeyin aralarına geldiğini fark ettiklerinde, her şey için çok geç olabilir. "Şeytanla dans edersen, bir gün seni evinde bulur" sözü artık bir uyarı olmaktan çıkıp bir lanet haline gelir.Geçmişin karanlığıyla yüzleşmek zorunlu hale gelmiştir. İkizler, kasabanın gizemlerini çözmeye çalışırken karşılarında dehşetin tam ortasında bulurlar.Bu sefer kaçış söz konusu değildir; geriye kalan tek şey, yüzleşmek zorunda kalmaktır.

Grace, İkinci Dünya Savaşı sırasında kocasını kaybeder ve güneşe karşı hassas olan iki çocuğuyla birlikte büyük malikanesinde kalır. Perdelerin her zaman kapalı olduğu eve üç kişi gelir. Yaşlı bir kadın, bir adam ve bir dilsiz genç kız. Ev işleri için insan arayan bu kadın iş verdiklerini bazı konularda uyarıyordur. Ancak bu kişilerin yanı sıra diğer faktörleri olaylara dahil ettiğimizde ortaya korku ve gerilimin en üst düzeyde yaşandığı akılda kalan bir Nicole Kidman filmi çıkıyor.

Grace, İkinci Dünya Savaşı sırasında kocasını kaybeder ve güneşe karşı hassas olan iki çocuğuyla birlikte büyük malikanesinde kalır. Perdelerin her zaman kapalı olduğu eve üç kişi gelir. Yaşlı bir kadın, bir adam ve bir dilsiz genç kız. Ev işleri için insan arayan bu kadın iş verdiklerini bazı konularda uyarıyordur. Ancak bu kişilerin yanı sıra diğer faktörleri olaylara dahil ettiğimizde ortaya korku ve gerilimin en üst düzeyde yaşandığı akılda kalan bir Nicole Kidman filmi çıkıyor.

Adelaide Wilson ve Gabe Wilson, iki çocukları ile birlikte Kuzey Kaliforniya sahilindeki evlerine giderler. Günü Tyler'larla geçirdikten sonra Adelaide, ailesinin başına kötü bir şey geleceği konusunda paranoyaklaşmaya başlar. Aile, dört kişiyi gece sokakta el ele görünce işler daha da tuhaflaşır. Bunun nedeni, gördükleri dörtlünün kendilerinin birebir kopyaları olmasıdır.

Olaylar, karanlık bir varlık tarafından yaşamları alt üst olan bir ailenin çiflik evine, Ed ile Lorraine’in çağırılmalarıyla başlıyor. Bu şeytani varlıkla yüzleşmeleri gerekince, kendilerini hayatlarının en dehşet vakasının ortasında bulurlar.

Durdurulamayan ve tehlikeli bir virüs, Güney Kore'yi etki altına alır. Bu esnada Seul'den Busan'a doğru gitmekte olan bir hızlı trenin yolcuları, hayatta kalma savaşı verecektir.