Uzay gemisi yok edilen beş mürettebat dört kişilik bir kaçış kapsülüne binmek zorunda kalır. Bir kurtarma operasyonu yapılıyor gibi olsa da aslında karşılarında bambaşka bir yaratık vardır

Doktor’un Zaman Lordlarını ve Dalekler’i tamamıyla yok ettiği bilinen Son Büyük Zaman Savaşı’na dönüşü.

22. yüzyılda iklim değişikliği, Dünya’yı yaşanmaz bir gezegen haline getirir. İnsanlar hayatta kalabilmek için barınaklarda yaşar, ancak burada da bir iç savaş çıkar. Bu iç savaşın sonucu, robot bir paralı asker yaratmak için seçkin bir askerin beyninin klonlanmasına bağlıdır.

Kaliforniya’daki Morro Körfezi’nde Noel arifesinde bir sörfçü öldükten sonra, köpekbalığı saldırısı müfettişleri Ralph Collier ve Brandon McMillan, şüpheli katili teşhis etmek için adli tıp kanıtlarını ve görgü tanıklarının ifadelerini kullanır: 5,5 metrelik bir büyük beyaz.

“Galiba hiçbir şey sonsuza kadar sürmüyor. Başka insanlara da yer açmamız lazım. Bir çark gibi. Biniyorsunuz ve sonuna kadar gitmek zorundasınız. Sonra başka birisi de aynı fırsata sahip olacak ve o da sonuna kadar gidecek, bu böyle devam edecek.” Vivian Maier Bugün Amerikan fotoğrafı için tartışmasız bir öneme sahip olan Vivian Maier’ın ismini tamamen bir kaza sonucunda biliyor olduğumuzu düşününce, tekrar tekrar hayret ediyoruz. Chicago’lu tarihçi John Maloof, 2007 senesinde bir müzayededen rastgele bir koli fotoğraf almasaydı, belki bugün Maier’ın ismi mezara, fotoğrafları ise çöpe gitmiş olacaktı. Vivian Maier’ın Peşinde’de Maloof, Maier’ı keşfetme serüvenini anlatırken, hayatı boyunca çocuk bakıcılığı yapmış fotoğrafçının izini sürmeye devam ediyor. Maier’ın bakıcılığını yaptığı insanlarla konuşan, hatta onun Fransa’daki akrabalarını bulan Maloof, bu gizemli kadının üstündeki sır perdesini araladıkça yeni sorularla karşılaşıyor. Bir yandan tatlı ve sevecen olarak anlatılan Maier, diğer yandan huysuz, zor ve hatta karanlık tarafları olan biri olarak beliriyor. Arkasında 100 bini aşkın, çoğunu kendisinin bile görmediği negatif bırakan Maier’ı tanımak ve muhteşem fotoğraflarını seyretmek için bu belgeseli kaçırmamalısınız.

Çok konuşulacak olan 2022 Akademi ödülleri, Will Smith’in sunucuya attığı yumruk sahnesi kesilmeksizin The Oscars sansürsüz olarak tekrar yayınıdır.

Adını Bruce Lee’nin ikonik cümlesi ”be water my friend”den alan,yaşadığı iki farklı dünya arasındaki mücadelelerini, nadir arşiv görüntüleri ve röportajlarını yayınlayacak.

A.I. hakkında (Yapay Zeka) Bu belgesel hayal edebileceğimiz bir geleceğin ve bizi oraya götüren güçlü bilimsel yıkımın incelenmesidir

İnternette flört söz konusu olduğunda, bir kaydırma hayatınızın kaymasına neden olabilir. Kendisini zengin bir iş insanı olarak tanıtan adam, etkilediği kadınları rüya gibi bir ilişkinin içinde olduğunu düşündürür. Ancak kadınlar, çok geçmeden kendilerini korkunç bir kabusun ortasında bulur. Adam, baştan çıkardığı kadınları dolandırarak milyonlarca dolarlık bir servet edinir.

Geri dönüşler, röportajlar ve uzman yorumlarıyla onun olağanüstü su altı yaşamını ve şampiyon zıpkın avcısından tutkulu deniz korumacısına geçişini gözler önüne seriyor.

Futbol tarihinin en çok ödül kazanan ikinci oyuncusu Cristiano Ronaldo genç yaşlarda başladığı futbol kariyerinde merdivenleri hızla tırmandı. Şimdi bir ikon. Portekizli genç dehanın tüm zamanların en büyük oyuncularından biri olma yolculuğuna tanık olun.

“Kadınlar kadar erkekler de aile içi şiddete maruz kalırken, intihar edenlerin, hükümlülerin, bağımlıların ve evsizlerin ezici çoğunluğunu erkekler oluştururken, savaşlarda ve iş kazalarında neredeyse tamamen erkekler can verirken eşitliğe neden sadece kadının gözüyle bakılmaktadır?” Bu soruya ve çok daha fazlasına cevap arayan ‘The Red Pill’ cinsiyet çatışmasının dünü, bugünü ve yarınına ışık tutan, ancak alışılmışın aksine, bu kez erkek açısından eşitsizliğe dikkat çeken bir belgesel.

1896’dan 2020’ye kadar 80’den fazla film klibi ile sinematik çekim tasarımının siyasetini ve bu meta-düzey film yapımcılığının kadınlara yönelik cinsel taciz/saldırı ve istihdam ayrımcılığının ikiz salgınlarıyla nasıl kesiştiğini araştırıyor.

Türkiye’de yaşayan bekar bir kadının dünyaya getireceği çocuğunu tek başına büyütme kararı almasının ardından toplumda yaşadığı olayları ve iç dünyasında gerçekleşen değişimleri aktaran otobiyografik belgesel.